Aile Konutu Şerhi

Aile Konutu Şerhi

Aile Konutu ve Aile Konutu Şerhi

 

Aile konutu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdikleri mekan (konut) olarak tanımlanabilir. Aile konutu şerhi ise, tapu kütüğüne, bu konutun aile konutu olduğuna dair konan şerhtir.

 

Aile Konutu Nedir?

Aile konutunun düzenlenmiş olduğu Medeni kanunun 194. maddesinde aile konutunun tanımı yapılmamıştır. Yargıtay ve birçok yerel mahkeme kararlarında, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdikleri mekan, aile konutu olarak kabul etmektedir.

Eşlerin birden fazla konutu olsa bile, sadece tek bir aile konutu olabilir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.05.2016 tarih, 2016/2786E. ve 2016/9823K. sayılı kararında; karı/koca tarafından kullanılmayan ve başkalarına kiraya verilen konutun aile konutu olma niteliğinin bulunmadığına hükmedilmiştir.

Türkiye’de, mevzuata aile konutu ifadesi ilk defa 2002 yılında yürürlüğe giren Medeni Kanunun 194. maddesi ile birlikte girmiştir. Düzenleme, aile konutlarıyla ilgili hukuki işlemlerde eşlerin serbestliği ilkesine istisna getirmiş ve aile konutu ile ilgili bazı hukuki işlemleri, diğer eşin rızasına bağlamıştır. Eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği bir alan olan aile konutu hakkında eşlerin tek başlarına hukuki işlemleri yapması, diğer eşin aleyhine sonuçlar doğurabilir. Bu sebeple kanun maddesi, konutla ilgili kira sözleşmesinin feshini, bu konutun başkalarına devrini ya da konut üzerindeki hakları ve buna benzer diğer hukuki işlemlerle tamamen ya da kısmen sınırlanmasını diğer eşin rızasına bağlamıştır.

Aile konutu konusu Medeni Kanunun 194. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre:

  • Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
  • Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir.
  • Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.
  • Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş, diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.”

Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, uygulamasının nasıl olacağı konusunda ciddi görüş ayrılıkları yaşanmıştır. Bu farklılıkların ortadan kaldırılması amacıyla, 2014 yılında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından Aile Konutu – Mal Rejimleri – Çocuk Malları konulu 2014/4 Sayılı Genelge yayımlanmıştır.

 

Aile Konutu Şerhi Konulmasını Kimler İsteyebilir?

Medeni Kanunun 194/3. maddesi gereğince aile konutu olarak özgülenen taşınmazın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutun aile konutu olduğuna dair şerhin (aile konutu şerhinin) verilmesini isteyebilir. Ayrıca mülkiyet hakkının doğal bir sonucu olarak, malik olan eşin kendisi de başvurarak aile konutu şerhi konulmasını isteyebilir. Eşler birlikte başvurarak da, aile konutu şerhi konulmasını isteyebilir. Aile konutu şerhi için başvuran eşlerin, resmi olarak evli olan eşler olması gerekmektedir. Evli olmayıp, fiili olarak birlikte olan kişilerin bu konudaki başvurusu kabul edilmeyecektir.

 

Aile Konutu Şerhi İçin Tapu Müdürlüğüne Sunulması Gereken Belgeler Nelerdir?

2014 yılında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Aile Konutu – Mal Rejimleri – Çocuk Malları konulu 2014/4 Sayılı Genelgede, hangi belgelerin isteneceği ayrıntılı olarak yazılmıştır. Bu genelgeye göre, aile konutu şerhi için, Tapu Sicili Tüzüğünün “Tasarruf hakkını yasaklayan şerhler için aranacak belgeler” başlıklı 49. maddesinde belirtilen belgelerden; merkezi nüfus idaresi sisteminden veya nüfus müdürlüğünden alınan yerleşim yeri belgesi ile medeni hali gösterir nüfus kayıt örneği aranır. Ayrıca, aile konutu şerhi işlenmesi gereken taşınmazın tapu sicilindeki ada/parsel bilgileri ile Mernis üzerinden alınan yerleşim yeri verilerinin çakıştırılması gerektiği zaman belediye, muhtarlık, kadastro müdürlüğü, apartman yönetimi, LİHKAB vb. kurumlardan bu konuda durumu kanıtlayıcı nitelikte belge alınması gerekmektedir.

Gerekli belgelerin sunulmasından sonra, tapu siciline aile konutu şerhi verilebilir.

 

Aile Konutu Şerhinin Hukuki Sonucu

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesi gereğince, eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmaksızın kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir.

Medeni Kanunun 194. maddesindeki düzenleme sebebiyle; malik olan eş, aile konutunun devir sonucunu doğuran (satış, bağış vb.) veya konut üzerindeki hakkı sınırlandıran (ipotek, satış vaadi, intifa, sükna, kira şerhi vb.) işlemleri, ancak diğer eşin rızasını alması halinde gerçekleştirebilir.

Malikin iradesi dışında gerçekleşen hükmen tescil, cebri satış, tedbir vb. işlemlerde ise, eş rızası aranmaksızın işlem yapılabilecektir.

 

Aile Konutu Şerhi Hangi Hallerde Silinir?

Aile konutu şerhi, aşağıdaki durumlarda silinebilir:

  • Şerh malik olmayan eşin talebiyle işlenmiş ise, yine malik olmayan eşin talebiyle
  • Şerh eşlerin birlikte talebiyle işlenmiş ise; her ikisinin veya lehine şerh verilenin talebiyle
  • Eşlerin birlikte malik olduğu hisseli taşınmaz mallarda şerh eşlerden birinin talebiyle işlenmiş ise; eşlerin ikisinin veya lehine şerh verilenin talebiyle
  • Malik olan eşin talebiyle şerh verilmiş ise malik olmayan eşin talep ya da muvafakatiyle
  • Ölüm halinde sağ kalan eşin tek yanlı talebiyle
  • Aile konutu şerhinin silinmesine ilişkin mahkeme kararının ibrazı ile
  • Kesinleşmiş boşanma veya evliliğin iptali ilamının ibrazı halinde (kararda aile konutu şerhinin devam etmesine yönelik herhangi bir hükmün bulunmaması koşuluyla) malik olan eşin tek taraflı talebiyle
  • Yeni aile konutu edinildiğinin ve o taşınmaza ait aile konutu şerhi işlendiğinin kanıtlanması durumunda malik olan eşin talebiyle
  • Aile konutu şerhi, taşınmaz maliki eşin talebine bağlı işlemlerde, eşin muvafakatini zorunlu kıldığından ve talebe bağlı olmayan mahkeme kararının infazı, cebri satış gibi işlemleri engellemeyeceğinden, ayrıca, aile konutu şerhi talep edilirken diğer şerhler ile ipoteklerin hukuki sonucu kabul edildiğinden, mahkeme ya da icra müdürlüğünün yazısı ile

 

Aile Konutu Şerhi Konulduğunda Kimlere Bildirimde Bulunma Zorunluluğu Vardır?

Aile konutu şerhi ile ilgili, Medeni Kanunun 1019. maddesi gereğince, aşağıdaki durumlarda bildirimde bulunulması gerekmektedir:

  • Aile konutu şerhi, malik olmayan eşin talebi ile islenmiş ise, malik olan eşe işlemin sonucundan bildirimde bulunulması gerekmektedir.
  • Üzerinde haciz, tedbir, ipotek vb. kısıt bulunan taşınmaza aile konutu şerhinin işlenmesi durumunda, işlem sonucundan haciz, tedbir ve ipotek alacaklılarına bildirimde bulunulması gerekmektedir.
  • Aile konutu şerhi bulunan taşınmaza haciz, tedbir vb. işlenmesi durumunda, işlem sonucundan lehine aile konutu şerhi verilen eşe bildirimde bulunulması gerekmektedir.
  • Aile konutu şerhinin, mahkeme ya da icra müdürlüğünün yazısına istinaden terkin edilmesi halinde, malik olmayan eşe işlemin sonucundan bildirimde bulunulması gerekmektedir.
  • Ayrıca, aile konutu şerhi eşlerden herhangi birinin tek taraflı talebiyle terkin edilmiş ise diğer eşe işlemin sonucundan bildirimde bulunulması gerekmektedir.

 

Aile Konutu Şerhi Konulması İçin Harç Ödenir Mi?

Aile konutu şerhi konulurken herhangi bir harç ve döner sermaye ücreti alınmaz.

 

Eşlerden Birinin Ölümünde Aile Konutu

Eşlerden birinin ölümü durumunda, aile konutu hakkında Medeni Kanunda, evlilikteki farklı mal rejimleri için (edinilmiş mallara katılma rejimi, paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ve mal ortaklığı rejimi için) aşağıdaki başlıklar altında anlatılan düzenlemeler yapılmıştır.

Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde

Edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerden birinin ölümü halinde aile konutuyla ilgili, Medeni Kanunun 240. maddesinde, aşağıdaki düzenlemeler mevcuttur:

Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.

Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.

Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir.

Sağ kalan eş, miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır.

Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejiminde

Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, eşlerden birinin ölümü halinde aile konutuyla ilgili, Medeni Kanunun 255. maddesinde, aşağıdaki düzenlemeler mevcuttur:

Eşlerden birinin ölümünde, paylaşma konusu olan mallar arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras ve paylaşmadan doğan hakkına mahsup edilmek ve yetmezse bir bedel eklenmek suretiyle mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.

Haklı sebeplerin varlığı hâlinde sağ kalan eşin veya ölenin diğer yasal mirasçılardan birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir.

Sağ kalan eş, miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hükümleri saklıdır.

Mal Ortaklığı Rejiminde

Mal ortaklığı rejiminde, eşlerden birinin ölümü halinde aile konutuyla ilgili, Medeni Kanunun 279. maddesinde, aşağıdaki düzenlemeler mevcuttur:

Eşlerin birlikte yaşadıkları konut veya ev eşyası ortaklık mallarına dahil ise, sağ kalan eş, payına mahsuben bunların mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilir.

Haklı sebeplerin varlığı durumunda, sağ kalan eş veya ölenin diğer yasal mirasçılarının istemiyle bunlar üzerinde mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınabilir.

Mal ortaklığı rejiminin ölüm dışındaki bir sebeple son bulması durumunda, eşlerden her biri, üstün bir yararının varlığını ispat etmek suretiyle aynı istemleri ileri sürebilir.

 

Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejiminde Boşanma Durumunda Aile Konutu

Medeni Kanunun 255. maddesinde, paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, boşanma halinde aile konutuna dair aşağıdaki düzenlemeler mevcuttur:

Evliliğin iptal veya boşanma davası sonucu boşanma kararıyla sona erdirilmesi durumunda, ailenin ortak kullanımına özgülenmiş ve eşler arasında eşit olarak paylaşma konusu olan konutta kalmaya ve ev eşyasını kullanmaya hangisinin devam edeceği konusunda eşler anlaşabilirler. Konutta kalma hakkını elde eden eş, bu hakkın tapu kütüğüne şerh edilmesini isteyebilir.

Eşlerin aile konutunda kimin kalmaya ve ev eşyasını kimin kullanmaya devam edeceği konusunda anlaşamamaları durumunda, hakkaniyet gerektiriyorsa hakim, olayın özelliklerini, eşlerin ekonomik ve sosyal durumlarını ve varsa çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak bu hakka hangisinin sahip olacağına iptal veya boşanma kararıyla birlikte resen karar verir; bu kararında kalma ve kullanma süresini belirleyerek tapu kütüğüne şerhi için tapu memurluğuna bildirir.

Hakim aksine karar vermedikçe hak, belirlenen sürenin bitiminde kendiliğinden sona erer. Ancak, bu süre sona ermeden yararlanan tarafın durumunda değişiklik olması durumunda, diğer taraf hakimden, kararın gözden geçirilmesini isteyebilir.

Eşler konutta kira ile oturuyorlarsa hakim, gerektiğinde konutta kiracı sıfatı taşımayan eşin kalmasına karar verebilir. Bu durumda, kiralayanın sözleşmeden doğan haklarını güvenceye almak için gerekli düzenleme yapılmasına, iptal veya boşanma kararıyla birlikte resen karar verilir.